31 Mart 2016 Perşembe


Herkese Merhabalar. 

Özellikle internet üzerinde Malta ve Malta'da ingilizce dil eğitimi hakkında bir çok olumsuz yorum bulunmakta. Birçoğunun yanlış olduğunu düşündüğüm için her zaman kendi Malta tecrübelerimi ve Yurtdışı dil eğitimi hakkında bildiklerimi yazmak istedim

Bu konuyu da paragraf paragraf değil de herkesin aklında olan az çok benzer sorulardan yola çıkarak konu konu şeklinde yazmak istiyorum.

Şimdiden sürç-i lisan edersek affola :)

1-) İngiltere mi Malta mı? 

Bu sorunu cevabı 2 kritere bağlı. 
1- Gitme amacınız. 
2- Ekonomik bütçeniz.

Gitme Amacı ; 

Bu kararı vermeden önce sizi yurtdışında dil eğitimi almaya iten nedenleri bir araştırmanız lazım. Ben gibi Türkiye'de yıllarca İngilizce'nizi geliştrimek için uğraşmış ve bir sonuç alamamışsanız, iş görüşmelerinde ingilizce'den yana hep sıkıntı yaşayıp artık lanet okuyacak düzeye gelmişseniz, tahmin ediyorumki aklınızdaki ilk düşünce artık bi yurtdışında gideyim şu ingilizceyi halledip geleyim, gelince de o kaçırdığım iş fırsatlarını yakalar ve hayal ettiğim işte çalışırım diye düşünüyorsanız 2 ülke de sizin için doğru tercih. O zaman direk 2. kritere atlayıp ekonomik durumunuza göre tercih yapabilirsiniz. 

Eğer henüz bir öğrenci iseniz lise veya üniversite, ve ilerki dönemlerde yüksek eğitiminize ingilizce devam etmek istiyor ve bunun için gerekli olan IELTS, TOEFL skorlarını elde etmek istiyorsanız. Pratiğin yanında ingilizce'nin ana temellerini ve o kültürü içinize çeke çeke bu sorunu halletmeyi düşünüyorsanız ilk tercihiniz ingiltere olmalı. Bunu neye dayanarak söylüyorum ; Malta'daki kendi hocam İrlanda ve İngiltere'de de çalışmış ve ordaki eğitim kalitesinin Malta'ya göre daha yüksek seviyede olduğunu bana direkt ifade etti. 

Peki Malta'da bu skorları elde etme imkanımız yok mu?
Tabiki var. Bunu da hemen örneklendirme ile açıklayalım. Hiçbir ingilizce temeli olmadan gelen 2 sınıf arkadaşım. 1 Libya'lı bayan ve 1 Rus erkek arkadaşım. İkisi de tam 1 yıl boyunca Malta'da İngilizce eğitimi aldılar. Bu 1 yılın sonunda Libya'lı arkadaş IELTS 5,0 bandında kalarak istediği puanı yakalayamadı, Rus arkadaş ise 6,5 alarak, kendisini yurtdışında yüksek eğitime yerleştirecek puanı elde edip ülkesine döndü. Her işte olduğu gibi dizginler sizin elinizde. 

Ekonomik Bütçe : 

Özellikle son yıllarda döviz kurlarının artış göstermesi Türk öğrencileri biraz zorlasa da ben gene de İngiltere ve Malta'ya olan talebin azaldığını düşünmüyorum. Genelleme yapmak doğru olmaz ama ortalama bir İngiltere dil okulu + yaşam masrafları ile Malta masrafları arasında yaklaşık 2 kat fark vardır. Örneğin Malta'daki 6 aylık maliyetinizle İngiltere de 3-4 ay arasında bir eğitim alabilirsiniz. 
Peki bunun kararını neye göre vermek gerekir?
Benim burdaki şahsi tavsiyem. Eğer Türkiye'deki eğitiminizden gelen bir ingilizce altyapınız var ise; yani az çok geçmiş, şimdiki, gelecek zaman yapılarını biliyor ve kelime bilginiz de fena değil ama pratikte (speaking te) çok kötü iseniz İngiltere tercih edebilirsiniz. Çünkü 3-4 aylık bir eğitim bu pratik açığınızı kapatmaya yardımcı olur. 

Şayet ingilizce altyapınız yok denecek kadar az, benim kafam burda bunları bir türlü almadı diyorsanız sizin ingilizcenizi en azından orta seviyeye getirene kadar bir 6 aylık eğitime ihtiyacınız olacaktır. O zamanda Malta tercihi kullanılabilir. Tabi bu dediklerim 2 ülke arasında süre kıyaslaması yapmak isterseniz geçerli. Her 2 ülke içinde yeterli bütçeye sahipseniz tabiki ilk tercihiniz İngiltere olmalıdır. 



2- ) Malta'da çok Türk var diyorlar doğru mu?

Şimdi anlatacaklarım aslında sadece Malta için değil İngiltere içinde geçerli bir durum.

Bugün yaklaşık 75 milyon nüfuslu bir ülke olduğumuzu ve her yıl yurtdışına binlerce Türk öğrencinin eğitim için gittiğini düşünürsek dünyanın neresine giderseniz gidin illaki kendi milletimizden insanlarla karşılaşma ihtimalimiz vardır. Özellikle fiyatlarının uygun olmasından dolayıda Malta Türk öğrenciler için cazip bir lokasyon haline gelmiştir son 5-10 yıl içerisinde.
İngiltere deki kimi okullar bizim için %5 kontenjan koyup üzerine kayıt almıyorlar. Ama bu imkanı sağlayan okullarda haliyle biraz tuzlu gelebiliyor bize. Malta dil okulları ülkenin en büyük gelir kaynağının bir ayağını oluşturduğu için (Turizm) bu tarz uygulamalar yapmasını beklemek yanlış olur. 

Okuldaki Türk oranı gerçekten önemli fakat ben ilk okulumda Türk yoğunluğu olmasına rağmen daha çok Alman ve Kore'li arkadaşlarla takılıyordum. Çevre işi tamamen sizin oto kontrolünüze bağlı ya ben gibi Türk arkadaşlarla samimi olur ilişkinizi seviyeli düzeyde tutar, fakat daha çok yabancı arkadaşlarla takılır ingilizcenizi ilerletirsiniz. Yada diğer Türk arkadaşlarla birlikte akşam 1 kasa bira alır gelir Türkçe altyazılı film seyreder, rakı akşamları yapar, ferdi açar dinlersiniz ve paranızı çarçur eder, ingilizce seviyenizi de istediğiniz yere getiremeden gelirsiniz. (İnternette bir çok yorumda bu durumun oluşmadığını ister istemez kendi vatandaşlarınla takılmak zorunda kalındığını söyleyen arkadaşlar bu durumu başaramayan arkadaşlardır.) 2. profildeki arkadaşlar da genelde, üniversiteye başlamış fakat zor gelmiş, babalarının e bari dil öğrensin gelsin diye gönderdiği kişilerdir. Eğer ki siz ne amaçlı gittiğinizin farkındaysanız ve o doğrultuda hareket ederseniz Malta ingilizce öğrenmek için yeterli ortamı size fazlasıyla sağlar. 

Özellikle 2. okulumdaki 2 ay boyunca Türk arkadaşlarla sade 1 kere (Eski okuldaki arkadaş Türkiye'den arkadaş çiğköfte getirmişti, o da o zaman)vakit geçirmiştim, onu da saymazsak bütün vaktimi yabancı arkadaşlarla h.sonu gezilerinde, okul sonrası toplanmalarda geçirdim diyebilirim. 



3-) Okullarda Eğitim ve Konaklama 

İngilizce Eğitimi genel olarak tüm dünyada aynıdır. Malta'da da ülkemizde olduğu gibi 6 seviye üzerinden sınıflandırma yapılır. Okula varınca ilk gün size seviye tespit sınavı yapılır. Seviyenize göre bir sınıfa yerleştirilirsiniz. O seviyenin kitabında hangi ünitede iseniz o konular işlenir, derste alıştırmaları yapılır. Burda işin güzel tarafı genelde 2'li ya da 3'lü gruplarla yapılır bu alıştırmalar yada uygulamalar. Bu uygulamaları yaparken siz yeni olsanızda yada sınıfa yeni gelen arkadaşlarla kaynaşma fırsatınız olur. İlk okulumdaki  öğretmenim iki tane aynı milletten insanı yanyana oturtmuyordu. İnşallah öyle bir hocaya denk gelirsiniz. 

Ayrıca okul seçiminde dikkat etmeniz gereken önemli konulardan biri (en azından benim için önemliydi) eğitimin sabahtan mı yoksa öğleden sonra mı olacağı. Özellikle yaz sezonunda okullar öğleden sonra sınıfları da açarlar. Kimi okulda öğleden sonra fiyatları daha uygun olurken kimi okulda aynı fiyatlandırma uygulanır ve size sabah grubunda sınıf ayarlama garantisi vermezler. Ben ilk okulumda gitmeden bunu bilmiyordum acentam da bilgilendirmemişti bu konuda. İlk 2 hafta öğleden sonra sınıfında eğitim aldım. Son 2 hafta da sabah grubunda ders aldım. Ama sınıfımı sevdiğim için bunu da çok dert yapmadım. 

Konaklamada 2 seçeneğiniz var. 

1- Apart konaklama. 

Apartmanın bir katında 2 yada 3 oda, odalarıda tek, 2 veya 3 kişilik olan, ortak kullanımlı mutfak ve banyosu bulunan konaklama şekli. Ben eğitimim boyunca bu tarz konaklamada kaldım, rahatsız edici bir durumla da karşılaşmadım. Oda arkadaşları arasında oluşabilecek ufak tefek anlaşmazlıklar dışında.

+ yanları : Mutfak kullanımı olduğu için yemek istediklerini yapabilirsin ve evde diğer kalanları rahatsız etmediğin sürece arkadaşlarını yemeğe veya vakit geçirmeye davet edebilirsin. İstediğin kadar banyoya girebilirsin. 

- yanları : Yemek yapma ve bulaşık sevmiyorsan bir zaman sonra sıkıcı gelmeye başlayabilir. Dışarıda yemek alternatiflerine yönelirsin. 

2. Aile yanı

Gittiğiniz ülkenin yerel halkından, genişce evi olan bir ailenin (genelde müstakil evler olur) size bir odalarını ayırmasıyla kullanabileceğiniz durum. Oda tek kişilik olabileceği gibi çift kişilik de olabilir. Konaklamanın yanında en azından kahvaltı dahil olur, tabi bunu fiyatlandırmada size bildirirler. Yarım pansiyon (Kahvaltı + akşam yemeği) veya full pansiyon (Kahvaltı + öğle yemeği + akşam yemeği) seçeneklerini de alabilirsiniz, fiyatlandırmalarda ona göre değişebilir. 

+ yanları : Yukarıdakinin aksine yemek, bulaşık derdin olmaz. Kaldığının ülkenin kültürünü, geleneklerini, günlük yaşantılarını aileden öğrenme şansın olur. 

- yanları : Banyoyu çok sık kullanırda ay sonu elektrik faturasını şişirirsen uyarı alabilirsin. Bunun gibi bazı kısıtlamalar olabilir. 

Fotolar 2. dil okulumdaki konaklamamdan.








4- ) Malta'da  herkes Malta'ca konuşuyormuş İngilizce konuşamazsın diyorlar ? 

Yurt dışında dil eğitimine gidilmeden önce birçok öğrenci gittiği ükenin vatandaşlarıyla vakit geçirecekmiş gibi maalesef yanlış bir algıya kapılır. Hele ki yurt konaklaması satın aldıysanız, kuvvetle muhtemel gittiğiniz ülkede tanışacağınız yerel insanlar sadece öğretmenlerinizle sınırlı kalacaktır. Birçok ülke de Türk vatandaşlarına çalışma izni vermediği için, vakit geçireceğimiz, sohbet edeceğimiz kişiler %90 okuldaki diğer öğrenci arkadaşlarınız olacaktır. Bu genel bir bilgiydi. İngiltere ve diğer ülkeler için de geçerli bir durum. Gelelim Malta'daki duruma. 

Malta 800 yıl İngiliz sömürgesi altında kaldığı için resmi dilleri İngilizce ve Maltaca. Bu ingilizce olayını fırsata çevirerek kurslar açmışlar ve turizm sektörünün bir ayağı olarak ülkeye büyük bir gelir kaynağı oluşturmuşlar. 

Kaldığım 12 hafta boyunca bulunduğum yerler, dil öğrencileri ve turistlerin en yoğun olduğu bölge olan Sliema ve St.Julians taraflarıydı. Bu süre zarfında en çok duyduğum ve içerisinde olduğum dilleri sıralamak gerekirse İngilizce, Rusca, İtalyanca, bu dillerden sonra belki Maltaca gelebilir. O da girdiğin markette çalışanların kendi konuşmalarıdır. Ayrıca 50 yaş ve altı yerel halkın İngilizce bilmemesi gibi bir durum söz konusu da değil. Kaldığımız yurdun yan binasında oturan 45-50'li yaşlarda bir kadın balkonuna gelen sigara küllerinden dolayı beni 5 dakka fırçalamıştı. İlk ingilizce azarımı da o vesileyle yemiştim sigara içmediğim halde :)   Oraya gidipte ben İngilizce konuşcak birini bulamadım, herkes maltaca konuşuyordu diyen biri ya asosyal ya da Malta'nın iç bölgelerinde turistin öğrencinin olmadığı yerlerde yaşayan birisi olmalıdır. Ki dil öğrencileri de oralarda geziler haricinde bulunmayacak kişilerdir. 


Malta'lı öğretmenim, normalde böyle giyinmez, kapşonluyla falan gelirdi ama o gün okul ödül vereceği için resmi gelmişti. :) 

5- ) Gezilecek, görülecek yerler. 

Malta küçük bir ada ülkesi olduğu için haliyle gezilecek, görülecek yerler sınırlı. Ama öyle 3 günde bitecek biryer de değil. Bu birazda sizin nasıl bir gezgin olduğunuza bağlı. Biz biryere gittik mi sabahtan yola çıkar akşam eve döner, bütün günümüzü orda geçirirdik. Ne kadar ufak bir yer olsa da toplu taşıma ve trafikten dolayı gideceğiniz yerlere ulaşmakta bir vakit alabiliyor. Bu yüzden hep uzak yerlere haftasonlarını ayırır, hafta içi derslerden sonra Sliema, St.Julians gibi merkezi yerlerde takılırdık. 

En meşhur gidilen yerlerden ilk aklıma gelenler. 

Mdina, Popeyes vilaage, Comino ve Gozo adaları ve başkent valletta. 

Popeyes village'e gitmeye fırsat olmadı ama, Mdina ya 2 kere diğer adalara da 1'er kere gittim. Biraz da arkadaş çevrenize bağlı bu durum. Belli bir zaman sonra arkadaş ortamınız değişirse farklı kişilerle aynı yerlere gidebilirsiniz. Ben olayın hep İngilizce pratik tarafında olduğum için hep yeni arkadaşlar edinmeye çalıştım, ve zaman mekan gözetmeksizin onlarla vakit geçirmeye çalıştım. Bu konuda başarılı olduğumu da düşünüyorum :)

Birçok okulda leisure ekibi vardır. Bu ekipler haftanın her günü için okul öğrencilerinin katılabileceği organizasyonlar yaparlar. Kimisi ücretliyken kimisi ücretsiz olabilir. Bu organizasyonlar katılarak da hem yeni yerler görür, hemde yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Unutmayınki öğrencilerin birçoğu  oraya dil öğrenmeye geliyor. (Çok parası olup tatil yapmaya gelenler hariç) Birine yanaşıp tanışabilir miyiz dediğinizde olumsuz cevap alma yüzdeniz %10 civarıdır. Diğer %90 da denemeye değer diye düşünüyorum. Aşağıdaki foto bir dil okulunun örnek haftalık sosyal aktivite programı. 

Ayrıca erken davranırsanız çok uygun İtalya uçak biletide bulabilir İtalya gezisi yapabilirsiniz. (20-30 Euro arası bilet bulduğumu hatırlıyorum) Sadece İtalya değil, Fransa, İspanya gezisi yapan arkadaşlarımda vardı.







Okul organizasyonu harici gittiğim yerlerin listesini vermek gerekirse. 

- Blue Lagoon and Comino



- Gozo and Azure Window


- Dortmund taraftarı futbol aşığı bir grup Alman arkadşlarla gittiğimiz Malta-Çek Cumhuriyeti Grup Maçı 



- Marshaxlokk balıkçı kasabası ve pazar yeri




- Mdina 



- Türk Şehitliği 




- Valletta





Fotolarını koyamadıklarım ve aklımda gelen diğer yerlerde ; 

- Uçurumlar 
- 3 Şehir
- Msida


6-) Gece Hayatı

Gece hayatı denilince aklına disko,bar içki, eğlence gibi başlıklar gelen arkadaşlar youtube'a paceville yazabilirler. Nasıl bir ortam olduğu orda bütün çıplaklığıyla var. İçki fiyatları makul, sigara fiyatları Türkiye'den biraz daha yüksek. 
Bunların dışında evde düzenlenen doğum günü partilerine, okulun düzenlediği barbekü partilerine veya Asya, Brezilya, Türk geceleri gibi o ülke öğrencilerinin düzenlediği eğlencelere katılabilirsin. Hayat 24 saat devam eder. O yüzden günün hiçbir saatinde o bahsettiğim turistik yerlerde ulaşım veya güvenlik problemi pek olmaz.

7- ) Ne yenir ne içilir ? Türk malları var mı?

Bir forum sitesinde arkadaşın biri pizza, yumurta, makarnadan başka birşey yiyemezsin demiş. Aşağıdaki fotolar biraz ipucu verebilir bu konuda. Ben çoğunlukla evde yemek yerdim. Çünkü dışarıya güvenmezdim, haftada 1 veya 2 ya türk restoranına ya da diğer arap restoranlarına giderdim, helal kesim etleri olduğunu iddaa ettikleri için. Türkiye'de ne kadar güveniyorsam orda da o kadar güvenir yerdim. 

Sliema - St.julians bölgesinde en az 4-5 tane Türk restoranı bulabilirsiniz. Kebap, çorba, döner, pide seçenekleri var. Birçok kafe de veya okulunuzdaki kantinden sandviç çeşitleri boldur. 

Etraftaki süpermarketlerden evde yapmak istediğiniz birçok tarif için herşeyi bulabilirsiniz. Benim favorilerim konservedeki hazır yiyecekler, pilav, hazır çorbalardı. Büyük süper marketlerde nadir de olsa Türk ürünleri bulmakta mümkün. (Çorba, turşu gibi..) 

Hatta bizde eskiden olduğu gibi bazı işportacılar var. Ufak kamyonet arkasında manav ürünleri satıyorlar. Süpermarketlerden daha uygun fiyat olduğu için, sebze ve meyvelerde onları tercih ediyordum.

3 tane Libya'lıların çalıştırdığı helal marketler vardı. Ben et ürünlerini hep orlardan alırdım. Domuz etine de özen gösteriyorsanız gittiğiniz restoran ve kafelerde bacon, pork gibi terimlere dikkat etmeniz gerekir. 



Bu akşam menümüzde tavuk sote, pilav, biber turşusu, salata ve meyve suyu var. :D


İtalyan, İspanyol ve Kore'li arkadaşlara yaptığım kağıt kebabı ve mercimek köfte :D


Bizim bulabildiğimiz tek Türk marketiydi. Şehir merkezine uzak otobüsle gitmeniz gerekiyor. Fiyatlarda yüksek olduğundan arkadaşla 1'er salam alıp geri dönmüştük. :D Zahmete değmez gitmenizi tavsiye etmem.





Triq in Naxxar caddesinde bulunan 3 tane helal market, özellikle et için tercih ettiğim yerler. Şehir merkezine yürüme mesafesinde.



Herhangi bir süpermarkette bulabileceğiniz Ülker Bizim yağ.

8-) Cami var mı? Cuma namazı kılınıyor mu?

Malta'da 1 tane aktif cami var. Sliema bölgesine uzak. Önce başkent valletta ya gitmeniz oradan da tekrar farklı otobüse binmeniz gerekiyor. İlk cuma namazına oraya gitmiştim, çoz uzak gelince arayışlara başladım ve sonra mescid buldum. Libya'lıların kiraladığı bir villa. Sade cuma namazlarında kullanıyorlar. Mescid'in adresini tam hatırlamıyorum helal marketlere sorarsanız tarif ederler oralara yakın bir yerdeydi.


Cami'den fotoğraf.


Kurban bayramı namazında tanıştığımız Denizli'den gelen Erasmus öğrencisi ardaşlarla bayramlaşmamız. 

9-) Peki ne kadar süre gitmeliyim ?

Bu sizin ingilizce seviyenize ve ekonomik bütçenize bağlı bu konuda danışman firmadan yardım almakta fayda var. Ama seviyeniz ne olursa olsun ben 8 haftadan daha kısa süre gitmenizi önermem. Hem fiyatlandırma açısından daha uygun. (Malta dil okulları 8 ve üzeri haftaları uzun dönem kabul eder ve 1-7 hafta arasına nazaran daha uygun fiyat teklifi verir.) Ayrıca bir ülkeye alışmanız, arkadaş ortamını oluşturmanız kişiye göre 2 haftayı da bulabilir. O yüzden daha kısa sürelerde işin tadı damağınızda kalabilir, doymadan geri dönebilirsiniz. Genelde Malta'yı 12 haftadan fazla önermezler, o da sizin Malta'yı sevip sevmemenize bağlı, o yüzden 6 ay da gidecek olsanız, önce 12 hafta kayıt yaptırın derim. Sevmeyip de geri dönme ihtimaliniz de var. Olumlu en yakın örnek ; bu sene içerisinde giden yakın bir arkadaşım 12 haftalık kayıt yaptırdı gitti. İlk 2 hafta ağlıyordu dönücem diye. Fakat ülkeye alıştıktan sonra çok sevdi 12 hafta sonunda kaydını 8 hafta daha uzatarak toplamda 5 ay gibi bir süre kaldı. 

Sizlerden Gelenler (29.06.2016)

10-) Para transferleri nasıl gerçekleşiyor, nasıl harcama yapmalıyım ?

Bende birçok arkadaş gibi orada HSBC bank olduğunu öğrendim ve buradaki bir şubeye hesap açmaya gittim, bankacı arkadaş tanıdık olduğu için çok yardımcı oldu. Türkiye'de kullandığımız hesap kartlarını orada da kullanabileceğimizi ve para çekebileceğimizi söyledi. Bunun karşılığında Malta'daki banka bir ücret alıyor. HSBC hesabımız olsa da orada para çekerken gene HSBC ye ücret ödenecek ve aradaki farkın sakız aldırmayacağını söyledi. Bu yüzden bende hesap açtırmadım ayrıyeten. Ama Malta'da da hiç para çekmedim. Peki bunu nasıl yaptım. 

Türkiye'de kullandığınız visa ve master kredi kartlarını orada da kullanabiliyorsunuz. Karttan alışveriş yaptığınız anda bankanızdaki kur ne ise onla çarpıp ekstrenize Türk lirası olarak yansıtıyor. Ay sonunda da internet bankacılığıyla ödememi yapıyordum. Bu sayede hiçbir komisyon ödemedim. Gitmeden yanımda 500-600 Euro nakit götürmüştüm yeterli oldu. Çünkü yaptığım harcamaların %80 i ya süpermarkette ya da restoranlardaydı, bunların hepsinde de kredi kartı kullandım. Bazı okul aktiviteleri için veya ufak bakkal alışverişleri haricinde nakit kullanmadım desem yeridir.


Kapanış olarak söyleyeceklerim ;

Yurtdışı dil eğitimin en büyük 2 avantajı : 

1-) Yurtdışında olması, size pratik imkanı sunması, derste öğrendiklerinizi dersten çıkınca da uygulayabilecek olmanız. 

2-) Kafanızı tek bir amaca odaklanmanız iş,aile, geçim sıkıntısı gibi dertlerden uzak olduğunuz içinde sadece İngilizce ye odaklanıp, amacınızın üzerinde yoğun çalışma imkanınızın olması.

Ben 12 hafta sonunda Malta'dan istediklerimi elde ederek ülkemize döndüm. İngilizce öğrenmek isteyene Malta yeterli imkan ve ortamı sunuyor. Önemli olan değerlendirebilmekte. Unutmayın ki hangi ülkeye giderseniz gidin, her konuda dizginler sizin elinizde. 

Benim yazmayı unuttuğum veya sizin aklınıza gelen farklı sorular varsa aşağı yoruma yazabilirsiniz. Duruma göre soruyu blog'a alır yada oradan cevap yazarım. 

necip@necipoguz.com

Şimdiden görüşmek üzere.

Necip OĞUZ